Baroda Kürtçe yemin tartışması: AKP’li siyasilerden Kürtçe yemine destek, protesto edenlere tepki

Namık Durukan

Diyarbakır Barosu’nda stajını tamamlayan Bermal Yıldeniz’in avukatlık mesleğinin ilk adımı olan yemin merasiminde yeminini Türkçe’nin yanı sıra Kürtçe okuması tartışma yarattı. Bazı barolar ve siyasiler, Kürtçe yeminin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle geçersiz sayılmasını talep ederken Doğu ve Güneydoğu’daki barolar, Kürtçe yemini savundu. Eski AKP Mardin Milletvekili ve MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, TRT Kurdi’de 24 saat Kürtçe yayın yapıldığına vurgu yaparak, “Bölündük mü? Yakıştı mı kızımıza, evet yakıştı“ diyerek, Yıldeniz’e destek verdi. Eski AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ise Kürtçe yemine tepki gösteren kesimleri, “Eski Türkiye’nin o inkarcı baskıcı devlet dili bu. Çok yazık! Bu dil akidemizin dili değil!” sözleri ile eleştirdi.

Ağustos’ta stajını tamamlayan Bermal Yıldeniz’in yeminini Kürtçe ve Türkçe etmesi, tepkiler ve karşılıklı açıklamalarla başka bir boyuta taşındı.

“Endişe verici bir durum”

Kürtçe yemine tepki gösteren Ankara 2 Nolu Barosu, yazılı açıklama yaparak, Kürtçe yeminin Anayasa ve Avukatlık Mesleği’ne aykırı olduğunu savundu. “Türkçe dışında başka bir dilde yemin etme girişimi Baromuzda ve Türk kamuoyunda rahatsızlık uyandırmıştır” ifadesine yer verilen açıklamaya şöyle devam edildi:

“Anayasamızın 3. maddesinde de belirtildiği üzere; ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.’ Avukatlık Kanunu’nun 9. maddesinde ise yeminin şekli tarif edilmiştir. İlgili kişinin Kanunda belirtilen yemin metnini Türkçe okuması gerekirken; Kanunda tarif edilen şekil şartlarına uymayıp başka bir dilde yemin etmeye teşebbüs ederek kanunu ihlal etmesi hukukumuzla ve meslek ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Bu teşebbüs, baromuz açısından kesinlikle kabul edilmemekte ve endişe verici bir durum olarak değerlendirilmektedir. Barolar, Anayasa kapsamında kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olup faaliyetleri Anayasa’ya ve kanunlara aykırı olamaz. Ankara 2 Nolu Barosu olarak Anayasamızın ilk 4 maddesinin, bir diğer ifadeyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün her daim savunucusu olacağımızı kamuoyuna saygılarımızla duyurmaktayız.”

“Başka bir dil mi?”

Ankara 2 Nolu Barosu’nun açıklamasına bazı barolar ve siyasiler tarafından destek verilmesi Doğu ve Güneydoğu’da barolar ve siyasiler tarafından tepki ile karşılandı.

Ankara 2 Nolu Barosu’nun açıklamasını alıntılayan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, sosyal medya hesabından cevap verdi. Ankara Barosu’nun Kürtçeye “başka bir dil” demesini eleştiren Eren, “Başka bir dil mi? Bu ülkede kendi topraklarında yaşayan milyonlarca Kürdün ana dili olan Kürtçedir. Önce bu güzel dile saygı gösterin. Bölmek mi? Tam da sizin yaptığınız şeydir…” dedi.

“Yeni doğan bebeklerin dahi gün gelecek bir isyanı olacak!”

Eski AKP Mardin Milletvekili ve MKYK üyesi Miroğlu ve eski AKP Adıyaman milletvekili Metiner de Ankara 2 Nolu Barosu’nun açıklamasına tepki gösterdi. Miroğlu, ikinci baroların AK Parti’nin desteği ile kurulduğuna dikkati çekti. Bu baroların baskıcı, ideolojik saplantılı barolara karşı daha demokratik ve ideolojilere mesafeli olsun diye kurulduğunu ifade eden Miroğlu, “TRT- KURDİ 24 saat yayın yapıyor bölündük mü?“ diye sordu. Diyarbakır ağzı ile mesaj veren Miroğlu, şöyle devam etti:

“Diyarbakırlılar ne güzel insanlardır. Abartmazlar hiç bir şeyi, abartanlara da şöyle derler mesela; Ma ne olmişşş! Ma genç bir hukukçu yemini kendi ana diliyle okumuşsa, ne olmuş?! Yakıştı mı kızımıza, evet yakıştı! Bütün dünyada yaklaşık 70 milyon insanın konuştuğu bir dilden bir yemin okundu diye açıklama yapmışlar. Bu arkadaşlar ve onlar gibi düşünenler, Kürtçe’nin her dilin sahip olduğu ‘hakka binaen’ girmek istediği kapılar yüzüne kapandıkça, Kürtçe pencerelerden, olmadı bacalardan her haneye girip çıkacak! TRT- KURDİ 24 saat yayın yapıyor bölündük mü? Üniversitelerimizde Kürdoloji bölümlerinde binlerce öğrenci ders görüyor, bölündük mü? Kürtçe seçmeli ders, bölündük mü? Peki Kürtçe öğrenenler ne yapacak bu dili, niye Kürtçe öğreniyorlar, “Karanlıkta Kürtçe Fısıldaşmak” için mi? Hangisi doğru, Kürtçe kelime başına ceza koymak mı? Hangi tercih bizi bölünmelerin eşiğinden çekip çıkarır, hiç düşünme fırsatınız oldu mu? Bir zamanlar o da yasaktı, ‘Kürtçe ıslık’ da çalınacak ve bu yasaklı anlayış, bu inat devam ederse, ister inanın ister inanmayın yeni doğan bebeklerin dahi gün gelecek bir isyanı olacak! AK Parti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bu alanda yaptığı devrim kıymetindeki reformları puç etmek isteyenlerin merdivenine su taşımayın!

“Çok yazık!”

Metiner de Kürtçe yemine yönelik tepkiyi, “Eski Türkiye’nin o inkarcı baskıcı devlet dili bu. Çok yazık!” sözleri ile eleştirdi. “Bu dil akidemizin dili değil!“ diyen Metiner, şöyle devam etti:

“Bu baromuza üye değerli hukukçu kardeşim Mehmet Yılmazer’in dediği gibi iki baş örtülü hakimenin varlığına itiraz eden laikçi avukat konusunda tek kelam etmeyen baromuz bu. Çok yazık!”

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top