İslam alemi için büyük bir öneme sahip olan Kurban Bayramı geldi çattı.
Bayram öncesi kurban tedarikinde herhangi bir sorun yaşanıp yaşanmayacağı da merak edilmeye başlandı.
Ensonhaber de konuyu alanında uzman isim olan Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik’e sordu.
Editör Can Badak’ın konuğu olan Çelik, kurban arzıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kurban arzında arz ve talebin birbirini bütünlemesi gerektiğini söyleyen Çelik, geçmiş yıllarda stoklarda ihtiyaçtan fazla kurbanlık olduğunu belirtti.
Kurban Bayramı’nın erken gelmesi ve küçükbaş hayvanlardaki doğum tarihi detayı
Geçen seneye göre bu yıl sayının biraz daha düşeceğini öngören Çelik, azalmayla ilgili nedenleri sıraladı.
Çelik, “Her yıl Kurban Bayramı’nın 10 gün erken gelmesidir. Çünkü bizim 1 yaşında olmayan hayvanlarımız, kuzularımız, koçlarımız, koyunlarımız fiziki yapısı itibarıyla 6 aylık da olsa 1 yılın görünümde ise kurbanlık şartlarına haizdir. Şimdi 1 Ocak’tan sonra doğumların yapıldığını düşünecek olursak, bu kuzularımız 6 ayını doldurmamış oluyor. Dolayısıyla bu konuda biraz sıkıntı olacak.” dedi.
Konuyla ilgili sözlerine devam eden TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik, geçen yıla göre biraz azalma yaşansa da kurbanlık sayısının yeteceğinin altını çizdi.
Tüketici boyutu önemli: Artık herkes kurban kesmeye para ayıramıyor
Çelik, daha sonra konunun bir de tüketici tarafından ele alınması gerektiğini söyledi.
Çelik, “Sayının yeterli olacağını düşünmüyorum fakat tüketici boyutunu da düşünmek lazım. Alıcının da alım gücü düştü. İkisi de birbirini bütünler diye düşünüyorum. Artık herkes kurban kesemiyor, maalesef kurban kesmeye para ayıramıyor” şeklinde konuştu.
Vekalet yoluyla kesim yaptıracaklara uyarıda bulundu
Çelik, vekalet yoluyla yapılan kurban kesimiyle ilgili de uyarılarda bulundu.
Çelik, konuya ilişkin şunları söyledi:
Kimi vatandaşımız dini vecibelerini yerine getirmek için vekalet yoluyla kurban kesmektedir. Fakat burada velaket yoluyla kesilen kurbanların da kurban ticaretinden ziyade şahsi ticarete dönüşmemesini istiyoruz. Her derneğin altında bir araç, her gün bir yerde bakıyorsunuz panolarda ilanlar… Diyelim ki 16 ila 20 kilo arasındaki bir koçun fiyatı 18 bin TL. nereden kesiliyor bu kurbanlık? Hangi şartlarda kesiliyor? Bir koçu kaç parçaya bölüyorsun? Nasıl bir koç 16-18 bin lira olabiliyor? Biz sektörün sahipleri olarak tecrübelerimiz ve elimizdeki verilerle bana göre bir koçu 3 ya da 4 parçaya bölüyorlar o zaman. Bu da ne demektir birileri rant sağlama ve ticaret yapma derdindedir. Oysa küçükbaş hayvanda pay ve hisse olmaz. Hangi kişi ve aile için kesilecekse amacına ve özellikle maneviyata uygun kesilmesi lazım. Bu hususlara vatandaşlarımız dikkat etsin. Birkaç vakıf yani, Diyanet Vakfı ve Mehmetçik Vakfı dışındaki vakıflara çok itibar etmesinler. Bizde bu atasözü var; ne verirsen eline o gelir seninle diye. Yani imkanlar el verdiği müddetçe vatandaşımız kurbanlıkları kendisi kurban yapsın, en azından bu anlamda kestiği etin de 3’te birini kendisine veya ailesine akrabasına ve 3’te birini de ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması noktasında bir vazife üstlenilirse görevini yerine getirmiş olur. Yoksa sadece et almaksa ben de kasaptan gider et alırım. Amaç bu değil, dini vazifelerimizi doğru şekilde yerine getirmektir.
Büyükbaşlarda 2 yaşında olma şartı var: Hisse meselesi önemli…
Çelik son olarak, büyükbaş hayvanlardaki arz meselesine de ayrı bir parantez açtı.
Çelik, “Büyükbaş hayvanlarda 2 yaşında olması şartı vardır. Fakat büyükbaşta insanların alım gücü yok. Kamuoyunda siz de görüyorsunuz 200 bin TL’lerden başlıyor fiyatlar. Büyükbaşta hisse olayı vardır, 10 hisse olmaz. En çok 7 hisse olur. Dolayısıyla 7 hisseyi geçmeyeceği için kişi başı 30 bin lira para verse eder 210 bin lira, büyük para. Herkesin yapabileceği bir iş değil, ekonomik şartlardan ötürü bu durum da insanları küçükbaşa yönlendiriyor.” dedi.
Can Badak / Ensonhaber